Babakale’de kültürel bir değer olan bıçakçılık sanatının geçmişi 1700’lü yıllara uzanıyor. O yıllarda Osmanlı Devleti kılıç üretimi için Kazakistan’dan Anadolu’ya kılıç ustaları getirmiş. Bu ustaların bir kısmı da Osmanlı Donanması’nın sefere çıkarken Anadolu’daki son durağı olan Babakale’ye yerleşmiş. Kısa sürede Babakale Kılıçları’nın ünü bütün Akdeniz’e yayılmış. Günümüze gelirken kılıçlar yerini bıçaklara bırakmış ama üretim şekli tamamen el emeği ile yapılan geleneksel halini korumuş. Ustalık babadan oğula geçerek bugüne kadar ulaşmış. Bir dönem 18 ayrı atölyede bıçak üretilirken bugün ne yazık ki sadece 2 atölyede bıçak üretilir olmuş. Babakale bıçaklarının en büyük özelliği tamamen el emeği ile üretiliyor olmasıdır. Bıçakların yüz kısmı dövme veya krom çelikten, kabzaları ise pirinç ve kurşundan imal ediliyor. Bıçakların yüzüne desenler çiziliyor veya isteğe bağlı olarak yazılar yazılabiliyor. Bıçak sapları düz veya kulaklı olarak keçi veya koç boynuzundan yapılıyor. Sonrada üzerlerine süslemeler yapılıyor. Bıçakların kını ise ağaçtan yapılıp üzeri deri ile kaplanıyor.